21 Kasım 2010 Pazar

NATONUN İLERİ KARAKOLU VE KALKANI TÜRKİYE İLAN EDİLDİ



NATONUN İLERİ KARAKOLU VE KALKANI TÜRKİYE İLAN EDİLDİ


Nato’nun Lizbon’daki toplantısı gelişmelerin ne durumda olduğunu, bugünün dünden belli olduğunun altını bir kez daha kalınca çizdi. Türkiye adına katılan heyet ve başkanı Abdullah Gül ABD emperyalizminin tüm dayatmalarını mecburen kabul etti. Zaten G 20 Kore toplantısında Tayyip Efendi BOP koordinatörü olarak ikna edilmişti! Yaklaşık olarak on yıldır yazdıklarımız adım adım fiiliyata geçmiş olup, bunun doruk noktalarından olan Füze Kalkanlarının uç sınır olan Türkiye’ye yerleştirilmiş olması ABD emperyalizminin ileri karakolu ile yeni özel nitelikli jandarmasının Türkiye olduğunu üst düzlemde teyit etmiştir.

Bu süreç elbette onlarca yıllık bir projenin, BOP’ un gereğidir. Türkiye bu süreçte yıpranmış, geri çekilmek zorunda kalan İsrail’in rolüne geçmeliydi. Ve Asya, Ortadoğu, Afrika doğrultusunda tüm hareketlerin merkezi, düzenlenmesi, koordinasyon merkezi olmalı idi. Süreç, hemen tamamen emperyalist savaş aygıtı NATO ve onun patronu olan ABD emperyalizminin düzleminde oldu. Türk üst düzey uşaklarının “istediklerimizi aldık” yalanlarıyla süslenmiş uşaklık gösterisi, emperyalizmin ileri karakolu olma gerçeği ile saldırılara karşı kalkan ya da saldırganlıkta birincil üs gerçeğini asla değiştiremiyor, değiştiremez.

ABD üslerinin varlığı, ABD’nin tüm Ortadoğu, Asya işgal ve müdahalelerinin merkezi bundan böyle seçmeli değil; zorunlu olarak Türkiye olacaktır. Türkiye ABD emperyalizmi ile İsrail’in hem koruması, sınır karakolu görevi olarak jandarmalık yapacak ve hem de dış saldırıların ilk hedefi olmak yanında ilk dışa saldırıların da merkezi olacaktır. 

Gizlenen gerçekler bunlardır. Gizlenen ABD ve İsrail jandarmalığıdır. Dışarıda, gözler önünde, medyada bağırıp nara atanlar “süt dökmüş kedi misali” ağa babalarının tüm istediklerini elbette yapacaklardır ve yaptılar da. Geriye onun süslenmesi kalmıştır. Bu süslemede de “elimiz güçlü, biz yapmazsak olmaz, tetik bizde “ gibi yalanlarla halkları kandırma çokta zor değildir esasen.

Türkiye’nin BOP’a göre biçilen misyonu NATO toplantısında resmiyet kazanmış ve tüm emperyalist merkezlerce destek görmüştür. Türkiye’yi yöneten ABD emperyalizmi uşağı faşist devlet görevlilerinin buna itiraz etmeleri söz konusu olmadığı gibi; tabandan da, halklar nezdinde gündem oluşturma-direnme-mücadele etme deneyleri yaşanmadı bu konuda. 

Türkiye halkları, emekçileri, proleterleri bir yazarın haklıca vurguladığı gibi “narkoz altında uyumaya devam ediyor”. Uyu ey Halkım, UYU. Polonya emekçileri, Polonya Halkları füze kalkanına karşı çıkarak emperyalizme kafa tutanların başını çekti örnek olarak. NATO karşıtı gösteriler bu kez istenilen düzeyde olmadı. Ama Polonya halkı, dünya halklarına emperyalizme karşı mücadele açısından bir ders verdiler.

Türkiye Halklarına, emekçilerine, proleterlerine emperyalistlere, Siyonistlere karşı girişilen saldırılara karşı “KALKAN” olma görevi düştü ve resmileşti. Ayrıca emperyalizme karşı savaş açanlara ya da emperyalistler arası çatışmalarda da yine “ ileri karakol olma” veya “jandarmalık” görevi resmileşti. “ Uyu ey halkım, UYU. Rahat uykuda uyu, narkozdan asla uyanma, bir gün yatağından soyunup götürülürsen bile uyanma!



21.11.2010


Mahmut Halil CAN ( Sendiren )


http://ateshirsizi.com


http://www.ateshirsizi.tr.cx
__________________

Mahmut Halil CAN ( Sendiren )

http://ateshirsizi.com

http://www.ateshirsizi.tr.cx

1 yorum:

  1. NATO, FÜZE KALKANI, EMPERYALİSTLER ARASI ÇATIŞMA ŞİDDETLENECEK


    Füze Kalkanı sistemi; NATO adına ABD emperyalizminin Ortadoğu’da hâkimiyetini pekiştirmek, hâkimiyeti kalıcılaştırmak, düzeninin ya da BOP dışına çıkmaya meyillilere tehdit olacak bir projedir. Ve uzun süredir gündemde olan Füze Kalkanı yine sözde NATO adına Türkiye’ye ABD tarafından yerleştirilmek isteniyor. Dengelerin lehinde tutulması, Ortadoğu ile bütün olarak Doğu’ya açılan pencere açısından İran-Rusya-Çin-kısmen Hindistan sözde tehdidine karşı kurulması istenilen sistem esasında büyük çatışmalar ile güç savaşlarının bir biçimine karşılık gelmektedir.

    Diğer yandan Türkiye bu süreci AKP hükümeti nezdinde bir süre uzatmaya çalışıyor. Yeni dengelerde emperyalistlerden koparılacak birkaç taviz için süre uzatılmaya doğru giderken Dışişleri Bakanı’ndan tehdit gibi bir mesaj geldi. “19 Kasım’a kadar kararınızı verin, yoksa kötü olur “yollu tehdit mesajı uşaklara çabucak ulaştı. Ve çok uzun süre geçmeden Türk kontrgerilla devleti elbette “olumlu” olan yanıtı verecektir ağa babalarına.

    Füze Kalkanı sistemi, NATO ya da ABD emperyalizminin dünyaya, bölgeye şantajıdır. Güya savunma adına, İran gerekçe gösterilerek kendini savunma yalanının arkasına gizlenerek halklar tehdit ediliyor; diğer emperyalist güçler ile NATO nezdinde ABD’ye boyun eğmeyen ülkelere mesajlar veriliyor. Savunma amaçlı değil, saldırı ve de gözdağı verme aracı olarak kullanılan bir sistemdir füze kalkanı sistemi. TC’ye de kurulmasının ve stratejik konumunun rolü kadar bölgesel olarak İsrail’in yanında önceleri de ifade ettiğimiz üzere Jandarma rolünün öne çıkması anlamı taşımaktadır.

    Türkiye ABD emperyalizminin bundan sonrası süreçte İsrail’in yerine konan jandarmasıdır. Bu süreç aynen BOP ile başlamış olup; Ergenekon operasyonları vs ile klikler çatışmasının da temel nedenlerinden; asker-sivil bürokratik kliğin direndiği ve bu anlamda da tasfiye gerekçelerinden birisidir. Şimdi sözde TC direnişi sadece zevahiri kurtarmak adınadır. Zira görüntüde Müslümanlar ya, İran ile de iyi ilişkiler kurmak istiyorlar ya. Tüm oyunun ve düzeneğin hiçbir tarafı açıktan yakmamak üzerine kurulu, idare etme mantığı ile de örtüştüğü kesindir.

    Ve fakat ipleri ellerinde tutan ABD emperyalizminin daha fazla sabrı yoktur bu noktada. Emperyalizme göbekten bağımlılığın gereği elbette yerine getirilecektir. NATO bu işin kisvesidir. Ortada karşıt bir “kamp” yokken NATO gibi ABD emperyalizminin askeri-Enternasyonal örgütünün varlığı tartışmalı iken; bu araçla dünyanın birçok ülkesinde operasyonlar yapıyor, işgallerde bulunuyor. Ama bu duruma tepki de oldukça şiddetleniyor. Emperyalist diğer çevrelerin açıktan kafa tutmaları olmasa da; alttan alta süreç derinleşiyor. Krizin de etkisiyle büyüyen tepki ve Pazar kavgası zaman ilerledikçe kesinlikle şiddetini daha da arttıracaktır.

    ABD emperyalizmi ile NATO nezdinde 68’li yılları hatırlatan anti-emperyalist nitelikli eylemlerin arttırılması, füze kalkanı sisteminin kurulmaması uğruna pratik-kitlesel eylemler örgütlenilmesi, üsleri de içine alan protesto gösterilerinin planlanıp uygulanması oldukça önemlidir. Anti-emperyalizm dünya ölçeğinde bir kapsayıcı, ortaklaştırıcı bir dil haline getirilmelidir yeniden.

    ABD emperyalizmi ve bütün olarak emperyalist kapitalist metropollerin dünya halklarına yaşamı dar etme kavgalarına karşılık; dünya halkları-ezilenleri-işçi sınıfı onlara dünyayı dar etmelidirler. Bu imkânsız değildir. Hatta CHE’nin deyimiyle: “ Gerçekçi olup, imkânsızı istemenin” zamanıdır şimdi. Haydi, göreve ve kavgaya.



    31.10.2010


    Mahmut Halil CAN ( Sendiren )


    http://ateshirsizi.com

    http://www.ateshirsizi.tr.cx
    _______________

    YanıtlaSil