29 Mart 2013 Cuma

GÜNEY KIBRIS KRİZİ, KIBRIS SORUNU VE EMPERYALİZM


GÜNEY KIBRIS KRİZİ, KIBRIS SORUNU VE EMPERYALİZM


Emperyalist kapitalizmin zayıf halkası Güney Kıbrıs krizi gittikçe büyüyor. AB emperyalizmi ile ABD emperyalizmi arasına sıkıştırılmış Güney Kıbrıs Yunanistan krizi ile birlikte daha da çetrefilli olan krizsel boyutunu aşacak gibi de görünmüyor. Kıbrıslılar bu süreçte elbette mücadelenin bir halkası olarak öne çıkmaya başladılar bile. Yunanisyan örnekliğinde olduğu gibi.

Güney Kıbrıs krizi bütün olarak AB emperyalizmi ile kapitalizmin krizinin bir parçasıdır. Bu bağlamda önlenebilmesi olanaklı değildir. Zira tarihsel olarak kapitalizm dönemsel krizlerini yaşayacak, eğer alternatifi olan sosyalizm güçlü değilse; süreç kapitalizmin kendi içinde bir biçimde çözülecektir.

Portekiz, İspanya ve Avrupa’nın birçok merkezinde yaşanan ekonomik kriz siyasal-sosyal krizi de beraberinde getirdi bilindiği üzere. Sosyal patlamalar, sokak çatışmaları süreğen hale geldi. Bu süreç en geniş tabanının kuşkusuz Yunanisyan’da buldu.

Yunanisyan’ın etkileri, yankıları Kıbrıs Halkını da bir biçimde sürükleyen, ateş olan bir yerdedir. AB emperyalizminin “kemer sıkma” dediği süreç; esasında işçi sınıfı ve emekçilere krizin faturasını çıkarma harekatının temelidir. Kıbrıs Halkı gerek emperyal odakların ve gerekse yerli işbirlikçilerinin bu oyununu Kıbrıs’ın kuzeyindeki halkla birlikte mücadelesiyle alt edebilecek güce, yetkinliğe, kapasiteye sahiptir.

Bu arada Türk sömürgeci faşist rejiminin temsilcilerinin krizle ilgili açıklamaları ise evlere şenliktir. Zira Egemen Bağış’ın krizle ilgili yorumlarına esas olan “eğer Kıbrıs bütünleşse idi, bu krizin olmayacağı” yalanı üstüne kurulmuş idi.

Bir sömürgecinin ağzından çıkınca bu türden olgulara şaşmamak gerekiyor. Zira sömürgeci sömüreceği gibi bir alan ister nihayetinde. Bu alan ne kadar büyük, at koşturacağı genişlikte olursa ne ala. İşte sömürgecilerin gözünde krize bir bakış açısı. Hem de ibretlik bir açı.

Halbuki bu görüş açısı sınıfsal temelde ele alındığında; özellikle de Kuzey ile Güney’in işçi sınıfının özgürlük, devrim ve sosyalizm kavgası temelinde ele alınsa idi; işte burada gerçek bir kurtuluştan söz edilebilirdi. Ama egemenlerin dilinde birliktelik daha fazla sömürü, yağma, talan ve baskı-kıyım demektir bilindiği gibi.

Kıbrıs Halklarının kaderinin ancak ve sadece kendileri belirleyebilir. Belirlemelidir. Kıbrıs Halkları dayanışma, destek, birlikte mücadele ile emperyalist yıkım politikalarını bertaraf edip, kendi geleceklerini birlikte kurabilirler. Kurmalıdırlar. Aksi durumda her daim yenilen aşağıdaki ezilen, sömürülen, baskı ve katliam tabi tutulan halklar olacaktır. KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ.

25.03.2013

Mahmut Halil CAN ( Sendiren )
http://www.ateshirsizi.com/guney-kibris-krizi-kibris-sorunu-p67361.html#post67361

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder