Zana Azadi
DAIŞ’in Kobanê katliam toplantısı
Makale tarihi: Ekim 18, 2014
DAIŞ’in (AKP,Hüdapar,MHP,BBP,İBDA-C) Kobanê katliam toplantısı
T.C’nin Rojava’daki JİTEM’i DAİŞ-IŞİD- çetelerinin Kobanê’ye karşı 15 Eylül başlattığı işgal ve katliam saldırısının arka planı, Kürdistalıların direnişi, Kürdistan ve dünyada tartışılmaya devam ediyor.
Aslında Kobanê’ye yapılan işgal ve katliam saldırısı bir tornosal kağıdı gibi kimin Kürt-Kürdistan düşmanı olduğunu açığa çıkardı.
Artık herkes kartlarını açık oynuyor.
Kimsenin gizli saklısı kalmadı. Zira kimse artık maskeli dolaşamaz, konuşmaz hale geldi. Maskeler birer birer indi.
Kobanê’dekî YPG-YPJ direnişi Kobanê ve Rojava sınırlarını aştı. Kürdistan’ın dört parçası ve ülke dışındaki Kürtler ayaklandı. DAİŞ çetelerine hamisi T.C, Arabistan, Katar, BAE, Kuveyt ve Ürdün gibi ülkelerin medyası hariç, tüm dünya medyasının birinci gündemi Kobanê direnişi oldu.
İşgal saldırısı 5 Ekim’de en tehlikeli noktaya varınca, Bakurê Kurdistan halkı bir volkan patlaması gibi işgalci bendleri yıktı ve taştı.
İşgalci T.C AKP Hükümeti’nin yıkılmasına ramak kalmıştı ki, daha önce Lekolin.org sitesinde yayınlanan, AKP-MİT’in 03/02/2007 tarihinde oluşturduğu savaş stratejisi devreye sokuldu. Bu savaş stratejisine göre direkt yalnız ordu,polis ve diğer silahlı işgalci güçlerle Kürtlere ve PKK’ye karşı savaşılırsa sonuç alınmayacağı belirtilmişti. Kürdistan ve Anadolu’da bulunan tüm İslamcı dernek, vakıf, cami, okul v.b kuruluşlarının MİT’e bağlanması, MİT’in koordinesinde bu kurumlarda kontgerilla çetelerini örgütleyerek Kürtlere karşı savaştırılması planlanmıştı.
Bakurê Kurdistan Kürtleri, AKP-DAİŞ çetelerinin Kobanê’yi işgal etme saldırısı en tehlikeli noktaya geldiğinde ayaklandılar. Kobanê Serhıldanı neticesinde AKP Hükümeti ha devrildi ha devrilecek ana geldiğinde, AKP Hükümeti 2007 yılında oluşturduğu B planlı savaş stratejisini devreye soktu.
Kürdistan ve Anadolu’da ne kadar Türk-İslamcı oluşum(Kürdistan’daki Mazlum Der, Nubihar, Med Zehra, Azadi İnsiyatifi, Öze Dönüş Hareketi, DİAY Der v.b yurtsever dindar Kürt kurumları hariç) varsa polis ve askerle birleşerek Kobanê işgaline karşı direnen Kürtlere saldırdılar.
Bu saldırılan neticesinde 35 Kürt yurtseveri ve bir Türk devrimcisi katledildi.
Buna rağmen AKP ve ortağı DAİŞ’çi Hizbul-Kontra Hüdapar çeteleri, DAİŞ’çi MHP ve BBP’lir, İBDA-C’ciler, Kürtler ile HDP-DBP’lileri yürütükleri psikolojik savaş doğrultusunda suçluyorlar.
Kürtleri katleden kendileri, suçlayanda kendileri. Hem katil hem de yargıç oluyorlar.
Malesef Altan Tan gibi bazı HDP’lilerde bu psikolojik savaşın etkisinde kalıyorlar. Sağlı sollu konuşarak 35 Kürt yurtseveri ve bir Türk devrimcisinin katledilmesinin asıl sorumlusunun Türk Devleti ve R.T.E ile A. Davutoğlu olmasına rağmen, onların talimatı ile yapılan katliamın üzerinin örtünmesine hizmet ediyorlar.
Amed, Adana, Batman, Çewlîg, Dîlok(Enteb), Mêrdîn, Muş, Riha, Sêrt ve Wan’da Kürtlerin toplu ve tek tek katledilmesi AKP, Hizbul Kontra Hüdapar, MHP, AKP’li korucular, İBDA-C ve DAİŞ çetelerinin ortak planlaması çerçevesindedir.
Buna ilişkin 7 Ekim günü İBDA-C’nin İstanbul Çağlayan karargahında yapılan toplantıda konuşulanlara bakılırsa yeterdir.
(http://www.adimlardergisi.com/bayramlasma-ve-gundeme-dair-sohbet-3-bolum/)
Bu toplatıya katılanlar Orta Asya ile Kafkasya’daki Kırzgızistan, Özbekistan, Uygur ve Azerbeycan, Çeçenistan gibi ülkelerden DAİŞ çetelerini örgütleyip gönderen Ali Osman Zor var.
Yine DAİŞ’çi Nazif Keskin var.
MHP’den temsilci var.
Hizbulkontra Hüdapar-Mustazaf Cemiyeti’nden çeteler var.
AKP-MİT’in koordinesinde toplantıda karar alıp, planlama yapıyorlar. Öncesinde ve sonrasında bilenen katliamlar yapıyorlar.
Toplantı da konuşan, DAİŞ çetebaşı Ali Osman Zor şöyle diyor.
“Bizler, MHP, Hüdapar olarak bir cepheyiz. Bir arada olmamazın nedeni Kürtlerdir. Araplar ve Türkler olarak birlikte hareket ediyoruz. IŞİD hepimizi temsil ediyor. Kendimizi savaşa göre örgütlemeliyiz. Kürtleri kastederek, Kürtçülere karşı savaşmalıyız. Kürtlere karşı savaşmak üzere Kobanê’ye gitmeliyiz. 6 Ekim’den beri burada ayaklanan Kürtlere,HDP ve DBP’lilere karşı hemen harekete geçip savaşmalıyız. İşte o zaman bu zamandır”.
Başka bir DAİŞ’çi söz alarak şunları söylüyor.
“Rojava ve Kobanê dedikleri yerlerde Kürtlere karşı savaşan onbine yakın elemanımız var. Buralarda savaşanlar iyi tecrübe alıp daha sonra Türkiye’ye gelip Kürtlere karşı savaşacaklar”.
Toplantıya katılan Hizbul-Kontra Hüdapar’a bağlı Mustazaf Cemiyeti’nde bir çetede şunu söylüyor.
“Belki resmiyette Hüdapar’ın IŞİD’e eleştirileri oluyor. Ama yüzde yüz IŞİD’i destekliyoruz. IŞİD’liler 300 PKK’liyi öldürdü. IŞİD’in ellerine sağlık. Tabi ki biz buna seviniyoruz. Bizde IŞİD sempatizanıyız. IŞİD’i seviyoruz. IŞİD içinde bizim arkadaşlarımız var. Batman’da misilleme yaptık.(Katledilen Kürt genci Emrah Demir’i kastederek)”.
AKP-MİT ve onlara bağlı DAİŞ çetelerinin İstanbul Çağlayan toplantısında yaptıkları itiraflar ortada. 35 Kürt yurtseveri ve bir Türk devrimcisini nasıl katledilği bu kadar açıkken, hala Yeşil Ergenekoncu AKP’nin psikolojik savaşının etkisinde kalarak konuşanlar, bir zahmet yukarıdaki bu linkleri tıklasınlar. Sonrasında buna göre konuşsunlar.
Yine Hizbulkontra Hüdapar ve alt kollarını DAİŞ-IŞİD çetelerinden ayrı görenler, sadece toplantıda konuşan Hizbulkontar Hüdapar-Mustazaf Cemiyeti’ne bağlı bir çetenin söylediklerini tekrardan seyretsinler, dinlensinler.
Eskisi gibi konuşabilirler mi?
Her şey aleni ve açık.
Bir tarafta Kürdistan’ı işgal eden Türk Devleti ve ona bağlı kontgerilla çetelerinden İBDA-C, Hizbulkontra Hüdapar, BBP, MHP, AKP, DAİŞ ve türevleri var. Diğer tarafta da Kürtler ve dostları var.
Kobanê Serhıldanı’na bakılarak bundan ders çıkarılmalıdır.
Bundan sonra hiçbir Kürt yurtseverinin gaflete düşme hakkı yoktur. Hakiki bir Türk devrimcisi ve mazlum diğer halkların gaflete düşme hakkı yoktur.
Bundan sonra saldırıların olma ihtimali çok yüksektir. Buna karşı örgütlü olmak, direnmek, meşru, evrensel ve hukuki bir haktır.
Kürt yurtseverler, Kürdistan ve Anadolu’da yaşayan diğer mazlum halklar ile Türk devrimcileri bundan sonra tüm kurumlarını ve kendilerini savunacak pozisyonda olmalıdırlar.
Öz itibarı ile kendi öz savunlamalarını geliştirmelidirler.
Böyle yapmadıkları takdirde eğer Kobane Serhıldanı’ında 36 şehit ve binlerce yaralı verdilerse, bundan sonra daha büyük katliamlarla yüzyüze kalacaklardır.
Bu böyle biline.
http://www.kurdistan24.org/2014/10/daisin-akphudaparmhpbbpibda-c-kobane-katliam-toplantisi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder