18 Aralık 2010 Cumartesi

ABD YEŞİL KUŞAK VE BOP UN MİSYONERİ FETTULLAH GÜLEN HAREKETİ

ABD YEŞİL KUŞAK VE BOP UN MİSYONERİ FETTULLAH GÜLEN HAREKETİ 
http://www.ateshirsizi.com/abd-yesil-kusak-ve-bop-t14475.html?t=14475

Onlarca yıldır TDH içinden çok çeşitli çevrelerin yazdığı, bizimde zaman zaman ele aldığımız bir konudur Yeşil Kuşak ve son on yıldan fazla bir süredir BOP- GOİ süreci. Aslında Yeşil Kuşak projesi ile BOP ardışık projeler olmakla birlikte birbirini tamamlayan projeler ve eylem aksiyonlarıdırlar. Birisi diğerinin alt yapısını oluşturacak, diğeri ise bu alt yapının üzerine esası, içeriği farklı olmamak üzere farklı konseptlerde görünüyor olacak ama merkezi aynı olan eylemsel yetkeyi oturtacak.

ABD emperyalizminin yaklaşık olarak kırk yıldır uygulamaya aldığı bu projenin başlangıcının esası, İslami çoğunluk ile kritik yerler İslami kesimini bir biçimde kontrol altına almak ve elini her daim üzerinde tutmak üstüne kurulu idi. Gerekirse yapay radikal İslami örgütleri kendi kontrolünde geliştirmek, büyütmek, onları bahane ederek bölge ve ülkelerde varlığının zeminini yaratmaktır.

Ama Fettullah Gülen Hareketi işte bu Yeşil Kuşak ile BOP’ un kendi içinde en güzel meyvesini verecek bir proje ürünü olarak orta yerde ve örnek olmuştur ABD emperyalizmine. Zira ikili işlevi en iyi yerine getiren bu Misyoner ve Misyonerlik ötesi yapı; kendine biçilen misyonu genel olarak dünya üzerinde en iyi yerine getiren yapı olmuştur. Zira Ladinler, Afgan Talibanlar bu işi silahla yapmışlardır; ama Fettullah’a biçilen misyon bunun yanında, ama buna da mesafeli bir yerde sözde ılımlı İslam sürecidir.

Bunu gerçekten de en iyi başaran Gülen hareketidir ABD emperyalist kapitalizmi açısından. Zira bugün misyonerlik faaliyeti olmayan ülke sayısı oldukça azdır bu hareketin. Bu hareket, kendi içinde İslami gibi görünse de esasen ABD emperyalist kapitalizminin misyonerlik faaliyetinin İslami ayağıdır. Zira, geçtiğimiz yüzyıllarda Hıristiyan Misyonerliğinin acılarını yaşayan, egemen olan dinsel akım üzerinden yapılan bu misyoner hareketin yanlış ata oynamak olduğunu kavrayan egemen emperyalist odağın Yeşil Kuşak ile BOP’u birleştiren, büyüten projesinin oldukça verimli olduğu kör gözlere bile ayandır.

Başta eğitilmekte olan taze beyinlere yönelerek bu misyonerlik hayatını yürüten bu hareketin maddi kaynakları açıklanamadığı gibi, biz ya da birçok kesimde aşinadır. Elbette ABD emperyalizmi ile onun gizli kaynaklarıdır. Dünyanın en ücra köşelerine bile sirayet eden bu misyonerlik faaliyetinin kapsamlı durumunun yaklaşık olarak yirmi yıldır TC sınırlarını aştığı zaten biliniyor.

Bu hareketin İslamiyet ya da Türk-İslam sentezi üzerinden yürüyen bir bileşim içinde hareket etmediği ve esas aldığı olguların din-kimlik-etnisite-mezhep vs olmadığı birçok örnekte sabittir. Onun en büyük amacı kullanacağı bir misyonerler topluluğu oluşturmak ve egemenlik sınırlarını bu araçlarla büyütmektir. Özellikle yoksul sınıfların çocuk-gençleriyle ilgilenmeyi esas alan, onlardan bir misyoner ordusu yaratmak amacı olan hareketin; yoksulluk, açlık, sefalet, sadaka kültürü gibi olguları da kullanarak mevcudun üzerine kendisini bina ettiği gören gözlere malumdur zaten.

Ülke içinde ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel bir güç olduğunu kimse inkâr edemez bu cemaatin. Özellikle 70’li yıllardan itibaren özellikle beslenen, 90’lı yıllarda zirveye vuran bu hareketin ABD emperyalizminin denetiminde olduğu liderlerinin ABD Penslyvania’da yaşaması bile yeterince kanıttır. Ülkedeki siyasal harekete etkisi bilinen bir gerçektir. Örgütlenme, kadrolaşması göz ardı edilmeyi bir yana bırakınız tamamen üst seviyede olan bir hareket olup; kontrgerilla devletinin en iyi vurucu gücü olduğu da açıktır.

Zira ABD emperyalizminin ya da klasik emperyalist egemenliğin bir yasasına göre olan bir gerçek aslında Fettullah hareketi ile yaşam bulmuştur. Kontrole alamayacağın, kontrol altına alamayacağın bir hareketi sen yarat ve başından itibaren sen yönlendir. Klasik mantık bu hareket açısından tam da cup diye yerine oturmaktadır. Nitekim bu davranış, egemenlerin en çok başvurdukları yollardan birisidir. Zira Kemalizm ve Mustafa Kemal, bağımsız sınıf hareketi olmasın diye önce Mustafa Suphi TKP’sini boğarak katletmiş; ardından da sahte TKP kurdurmuştur.

Zira egemen emperyalist kapitalizm açısından düzenin selametinin yolu budur. Zira egemenler her şeyi ilkten kendileri yapmalıdırlar ki; bağımsız bir yol açılmasın. Bu dinsel, ulusal, sınıfsal vs her bakımdan böyledir.

Bugün en sıcak bir biçimde sisteme karşı imiş gibi gösterilmeye çalışılıp tasfiyeye doğru gidiliyormuş gibi gösterilen yine bu egemenlerin uşağı ve kendisi Fettullah Hareketidir. Bunun samimi bulunması olanaklı değildir. Yaratan, yarattığı şeyi ancak kendisine karşı silah olduğunda ya da silah olacak düzeye getirerek yok eder.

Ama görünen odur ki; TC açısından hala bu durum tarif ettiğimiz durumda değildir. Olamaz da zaten. Zira musluklarının açıldığı yerin ABD emperyalizmi olduğu biliniyor. Ama diğer yandan, kendince büyüyüp sermayeleştiği, serpildiği, genç adam olup piyasada alıcı duruma geldiği de inkâr edilemez. Bunun da dengeleri sallayabileceği, kapitalizmin yasaları gereği kendine yol açabileceği inkâr edilemez.

Fettullah Hareketi her bakımdan ABD emperyalizminin öz çocuğudur. Taliban, El-Kaide gibi piç çocuk ta değildir. Sahipsiz salınmış bir çocukta değildir. Tamamen başından itibaren kontrollü ilaç salınımından yararlanan bir harekettir!

Fettullah Hareketinin ABD emperyalizminin denetiminde, organizasyonunda, kollamasında, ekonomik-siyasal vs tüm alanlarda sahiplenildiği anlamında olduğu açık ve net bir gerçektir. Bu hareketin eğitim-sağlık-insani ihtiyaçlar alanında toplumsal var oluşun temel noktalarında tekelleştirildiğini, kadrolaştırıldığını ve işin en önemli esasının da gelecek kuşakların emperyalist kapitalizmin kurallarına, ihtiyaçlarına göre biçimlendirilip yönlendirildiği asıl kadrolaşma olduğu da açıktır.

Başta ABD emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalist odakların öncelikli hedeflerinin kendilerine uygun bir nesil, kuşak ve yönetici anlayışına ihtiyaç duydukları ve buna göre yapılandıkları açık ve net bir doğruluktur. Fettullah Hareketini de diğer tüm cemaat örgütlenmelerinden daha çok öne çıkarıp, vurucu militan bir güç haline getiren de bu özelliğidir. Zira tamamen emperyalist merkez çıkarlarına göre örgütlenmiş, ona odaklanmış, belirli sınır çizgileri kesinlikle kapitalizmler her bakımdan uyumlu olması açıklanamaz.

Din, siyasal egemen güçlerin kullandıkları bir araç olarak Fettullah Hareketinde oldukça somutlaşmış bir karakterdedir. Somut bir yerdedir. Birçok şeyi ispata bile yer bırakmayan bir biçimde. Bu anlamda sorunları, konuları olduğu gibi algılamak, anlamak çözüm yolları konusunda da oldukça iyi fikirler verebilmektedir.

Din, egemenler elinde her bakımdan korkunç bir silah olmuştur. Yeri gelmiştir fetvalarla kelleri alan, engizisyonlarla her şeyi mahkûm eden; yeri gelmiş ki açıktan cemaat örgütlenmesini tüm laiklik dalaverelerine rağmen savunup yaşayan bir noktada olmuştur. Zaten bunu belirleyen de egemenlerin, burjuvazinin, bir avuç dünya ve yerel zenginin çıkar ve ihtiyacı olmuştur. Yoksa geniş yoksul kitlelerin ihtiyaçları, yaşam bağları, nasıl yaşayacakları vs değil.

Dini günlük yaşamın içinden çekip almadan, düzenin elinden bir silah olmaktan çıkarmadan komünist devrimci sınıf mücadelesinin başarılı olabilmesi olanaksızdır.



02.07.2010


Mahmut Halil CAN ( Sendiren )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder