13 Temmuz 2012 Cuma

Kuzey Kıbrıs'ta Sendikalar Cumhuriyeti Mi, Dikensiz Gül Bahçesi SÖMÜRGE Mi?


Kuzey Kıbrıs'ta Sendikalar Cumhuriyeti Mi,Yoksa Dikensiz Gül Bahçesi Bir SÖMÜRGE Mi?
Kontrgerilla Cumhuriyeti TC'nin AKP hükümetinin Sömürge Bakanı (Kıbrıs'tan sorumlu bakanı) Beşir ATALAY buyurdu “Kuzey Kıbrıs’ta Sendikalar Cumhuriyeti var”.

Türkçede bir söz vardır.Minareyi çalan kılıfını hazırlarmış. Beşir Atalay da bakanı olduğu sömürge kuzey kıbrıs'ta özelleştirecekleri tesis,kurum,işletme vb işyerlerinde önlerine çalışanların örgütlü olduğu sendikaların karşı çıkmalarından rahatsız olmuş ve sermayeye peşkeş çekecekleri bu işyerlerinde dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyorlar.

Beşir Atalay'ın “Kuzey Kıbrıs’ta Sendikalar Cumhuriyeti var” sözleriyle hedef gösterdiği sendikalar sömürge bölgesinde yıllardır örgütlü sendikal mücadele yürüten ve sömürgeciler tarafından teslim alınamayan sendikalar. Her 20 Temmuz öncesi sömürgeci işgalci TC devleti yetkililerinin ve hükümetlerinin başbakanları ile Kıbrıs'tan sorumlu sömürge bakanları benzer konuşmalar yaparak gündemlerini yenilemekte ve nasıl bir sömürge istediklerini de açığa vurmaktadırlar.

TC devleti ,hükümetlerinin başbakanları ve sömürge bakanları işgalin ilk yıllarında halka şirin görünme ve susturma adına gözyumulan ekonomik, sosyal, kültürel vb hakların tek tek alınarak Türkiye'de ezilen sömürülen işçi emekçi halkların yaşam düzeylerine indirilmeye çalışılmaktadır.

Sömürge kuzey kıbrıs'ta siyasi iradenin TC devletinin elinde olması ve onun egemenliğinde kapitalist düzenin sömürü çarkı işlemesi nedeniyle siyasi sorunlara paralel olarak ekonomik,sosyal , kültürel vb sorunlar da hergeçen gün büyümekte ve ortaya çıkan sorunların yükü işçi,emekçi ve ezilen sömürülen halkın sırtına yüklenmeye çalışılmaktadır.

Sömürge bölgesindeki sendikal mücadele özel sektör dışında büyük oranda kamuda çalışan örgütlü işçi,emekçi sendikalarını görmekteyiz. Özel sektörde çalışan işçi emekçilerin örgütsüzlüğü ve örgütlenmeleri önündeki yığınla sorun ortada dururken sermayenin önündeki kamuda örgütlü sendikaların ortadan kaldırılması ve /veya işlevsiz hale getirilmesi için sömürgeci TC devleti dayatmalarına devam etmektedir.

Ekonomik paketleriyle ekonominin,demokrafik yapının değiştirilmesi ,islamlaştırma türkleştirme çalışmalarıyla asimilasyonun ileri boyutlara taşınması, işgalle sağladıkları coğrafyanın dışındaki alanların da sömürgeleştirilmesi tamamlanmaya çalışılmaktadır.

Sömürgeci TC sömürgeleştirme operasyonlarında Kürdistan'dan deneyimlidir. Ama nasıl ki kürt halkı son isyanı ile yeniden sömürgeciliğe başkaldırmışsa Kıbrıs'ta da emperyaslitlere, sömürgeci TC devletine,Yunanistan ve İngiltere isyan kıvılcımları sıçrayacaktır.

Kıbrıs'ta kurtuluş bağımsızlık,özgürlük,devrim ve sosyalizmdedir.
______                                                                             



Atalay: KKTC sendika cumhuriyeti gibi...
13/07/2012
TAK

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “müzakereler nasıl giderse gitsin biz Kuzey Kıbrıs'ı güçlendiriyoruz'' dedi.
Atalay, Kuzey Kıbrıs'ta çok planlı bir ekonomi uyguladıklarını, orada bir yardım heyetleri bulunduğunu, Türkiye'nin gönderdiği kaynakların mümkün olabildiğince yatırımlarda kullanılması yönünde çalıştıklarını söyledi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis toplantısında, ''Kırıkkale Güçbirliği İşadamları Buluşmaları'' çerçevesinde ''Kırıkkale Yatırım Avantajları'' tanıtımı yapıldı. Toplantıda konuşan Beşir Atalay, Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik yapısı hakkında da bilgi verdi.
Beşir Atalay, Kuzey Kıbrıs’taki altyapı yatırımlarında büyük bir gelişme olduğunu ifade ederek, ''Yolları tamamen duble yol oluyor. Su projesinin 3 tarafı da ihale edildi. Adanın da gelecekte su ihtiyacını karşılayacak bir proje bu. Oraya elektriği de eklemeyi düşünüyoruz. Biraz enerjide sorun var. Şu anda KKTC hükümeti ile birlikte orada çok planlı bir ekonomik program uyguluyoruz'' dedi.
KKTC'de biraz devletin ağırlığı, biraz sendikaların çok farklı bir düzenlemesi olduğunu söyleyen Atalay, şunları kaydetti:
''Yani sendika cumhuriyeti gibi bir şey. Bu özelleştirmelerle o yönde büyük bir rahatlama sağlanıyor. Şu anda Kuzey Kıbrıs'ta fert başı milli gelir 15 bin dolar civarında. Hayat standardı çok yükseldi. 47 bin öğrenci şu anda üniversitede okuyor. Ekonomik hayat da Kuzey Kıbrıs'ta çok iyi gidiyor. Orada biz şöyle düşünüyoruz; müzakereler şöyle ya da böyle sonuçlanır, biz orada elimizden geleni yapıyoruz, ilkelerimiz belli, biz eşit haklara sahip iki taraflı bir yapıyı orada savunuyoruz, halen o çözümden yanayız ama Rum tarafı daima oyalıyor. Şimdi bir de dönem başkanlığı vesaire verdiler oraya, dönem başkanlığını da yürütemiyor. Bu müzakere nasıl giderse gitsin biz Kuzey Kıbrıs'ı güçlendiriyoruz. Eskiden Türk kesiminden Rum kesimine alışveriş için gidilirken şimdi Rum kesiminden Türk tarafına geliniyor.''
Beşir Atalay toplantıdaki konuşmasında, ''Türkiye'de ilk defa bağımsız bir İnsan Hakları Kurumu kuruldu. 23 Eylül'de de çalışmaya başlayacak'' dedi.
Toplantıda konuşan Beşir Atalay, İstanbul'un ve İstanbul'un iş hayatının büyük olduğunu, Orta Anadolu'nun bir ilinde yatırım yaparlar mı, yapmazlar mı onu düşünmediklerini, sadece Kırıkkale olarak kendilerini biraz daha ifade etmek istediklerini söyledi.
2 gün önce Ankara Sanayi Odası'nın Meclis toplantısına katıldıklarını ifade eden Atalay, Ankara Kırıkkale'ye daha yakın olduğu için Ankaralı yatırımcının Kırıkkale'ye daha kolay gelebileceğini belirtti.
Ankara'ya, İstanbul'a yatırım yapmakla Kırıkkale'ye yatırım yapmanın maliyet ve teşvikler açısından çok büyük fark gösterdiğine işaret eden Atalay, Kırıkkale'de hem ekonomi hem sosyal hayat standardının yüksek olduğu huzurlu bir hayatın yaşanması için çaba sarf ettiklerini anlattı.
Beşir Atalay, şunları kaydetti:
''Bugün de bu çaba içinde İstanbul'a geldik. Biz burada sizden doğrusu biraz ayrıcalık istiyoruz. Sadece Kırıkkale ile ilgili bilgilenme değil, büyük yatırımcılarımız yatırımının küçük bir kısmını oraya yapabilir. Bir tekstilcimiz üretiminin bir kısmını orada daha ucuz şartlarda tesis kurarak yapabilir. Orada iş gücü sorunu yoktur, arsa ucuzdur, ulaşım kolaydır, şu anda hızlı tren de yapılıyor, ihale safhasında, bir otoban çalışması var. Kırıkkale her açıdan ulaşımı kolay olan bir ilimiz.''
Makine Kimya Enstitüsü Kurumu ve Tüpraş'ın orada bulunmasının kurulabilecek yeni sanayi yatırımları açısından teşvik edici unsurlar olduğuna işaret eden Atalay, özellikle savunma sanayi ve silah sanayi ile ilgilenenler için Kırıkkale'nin çok büyük bir avantaj gösterdiğini vurguladı.
Atalay, ''Türkiye'nin birçok yerinde silah sanayimize yan ürün veren özel sektör kuruluşları var. Şu anda biz onların da üzerinde çalışıyoruz, listelerini çıkardık, onların bir kısmının gelip Kırıkkale'de bunu üretmelerini ve orada Makine Kimya'ya vermelerini sağlama çalışmalarımız var'' dedi.
İTO'nun işletmelerde ve kamuya açık mekanlarda ibadethane konusunu gündemine aldığını söyleyen Atalay, ''Bir komisyon kurulmuş ve onun çalışması var. Sosyal yardımlarla, Ermeni Yasa Tasarısı ile ilgili komisyonlar var. Bu 3 komisyonun çalışmalarından çok memnun oldum. Bizim verebileceğimiz destek neyse memnuniyetle veririz'' diye konuştu.
SİVİL ANAYASA
Bu sene verimli bir yasama yılı geçirdiklerini söyleyen Atalay, ''Meclis bu dönem biraz zor çalışır bir dönem geçirdi, muhalefetin çok engellemeleriyle ama yine de temel yasalarımız çıktı. Ticaret Kanunu zaten önceden çıkmıştı ama üzerinde bazı tartışmalar vardı, onları giderici düzenleme haziran ayı içinde yapılmış oldu. Borçlar Kanunumuz yürürlüğe girdi. Doğrusu üzüldüm, bir konuda sorun var dediler. Bu sorunlar olabilir ama bizim temel yasalarımız tamamen değişti. Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu sıfırdan yapıldı. Bunlarla ilgili uygulamadan doğacak sıkıntılar her zaman giderilebilir'' dedi.
Atalay, çek konusunda bir sıkıntı olduğunu, cezaları ''biraz daha para cezasına çevirelim, azaltalım'' dediklerini ancak böyle bir sıkıntı doğduğunu, onları da giderme yönünde tedbirler alındığını anlattı.
Anayasa çalışmalarının devam ettiğini, parti olarak, hükümet olarak ilk sivil anayasayı çok önemli gördüklerini belirten Beşir Atalay, şunları kaydetti:
''Bu anayasa değişmedikçe, sivil anayasa yapılmadıkça Türkiye'nin ileri demokrasiye ulaşamayacağını biliyoruz. 12 Eylül'ü yargılarken 12 Eylül'ün eseri olan anayasayı uygulamanın anlamsızlığını biliyoruz. Onun için de sivil anayasa için biz parti olarak, hükümet olarak her türlü tavizi veriyoruz. Şu manada burada ciddi dursunlar, sonradan bahaneler bulmasınlar, bulamasınlar ve bu anayasayı yapalım. Sonuna kadar bu konuda kararlıyız. Bu konuda sivil toplumun, toplumun her kesiminin tekliflerini, düşüncelerini de aldık, almaya da devam ediyoruz. Biz parti olarak anayasa ile ilgili kararlılığımızı ve çabamızı sonuna kadar sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.''
Türkiye'de ilk defa bağımsız bir İnsan Hakları Kurumu kurulduğunu belirten Atalay, ''Bu ay içinde yasası çıktı, şu anda yasalaştı, 23 Eylül'de de çalışmaya başlayacak. Niye 23 Eylül? 23 Eylül aynı zamanda Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin İnsan Hakları Mahkemesi olarak da çalışmaya başlayacağı tarihtir. 23 Eylül'den itibaren bireysel başvuruları almaya başlayacak Anayasa Mahkemesi. Yani artık İnsan Hakları Mahkemesi olacak ve artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye'den çok fazla dava gitmeyecek'' dedi.
Üçüncü yargı paketinin çıktığını belirten Atalay, daha çok adalete güveni sağlayacak, Avrupa insan Hakları Mahkemesi'nden yapılan eleştirileri de cevaplayacak, yargının hızlandırılmasını sağlayacak pek çok mekanizmayı da içinde taşıdığını, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenlemenin de bu paketin içinde yer aldığını söyledi.
İTO BAŞKANI
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş da çek yasasının geçmesinden sonra İstanbul ve Türkiye ekonomisinde karşılıksız çek miktarı çerçevesinde belli bir sıkıntı yaşadıklarını belirterek, ''Karşılıksız çek miktarı geçen ay itibarıyla 405 binin üstüne çıktı'' dedi.
İTO organ seçimlerinin 2013 yılının Şubat ayında başlayacağını ve Mart ayında sona ereceğini söyleyen Yalçıntaş, ''Bununla ilgili birkaç önemli değişiklik var. Eskiden oy kullanmak için ticaret sicilinden yetki alınıyordu, artık tüzel kişi temsilcileri imza sirküleri ile veya imza sirkülerinin noter onayı ile oy kullanabilecekler. Bunun muhtelif mahsurları var. İnşallah çıkacak olan düzenlemelerle bu mahsurların bir kısmını gidermeyi umuyoruz'' dedi.
Yalçıntaş, meslek gruplarıyla ilgili itiraz merci İTO iken bunun değiştiğini, şu andan itibaren meslek gruplarıyla ilgili itiraz mercinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olduğunu kaydetti.
_______

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder