Sömürgecinin yeni üst düzey memuru olan "kktc cumhurbaşkanı" Mustafa Akıncı oldu..
Kıbrıs'ın kuzeyini işgal edip sömürgeleştiren ve SÖMÜRGE YÖNETİMİ aracılığıyle egemenliği
elinde tutan kontrgerilla cumhuriyeti TC devleti yerel üst kademe yöneticisi olan ve sömürge anayasasına göre cumhurbaşkanı olarak tanımlanan görev yerini doldurmak için 19 Nisan 2015 tarihindeki I.tur seçimden sonra ( 7aday dan hiçbiri yeterli oyu alamadıkları için ) 26 Nisan 2015 pazar gün II.tur seçimleri (ilk turda en fazla oy alan Derviş Eroğlu ve Mustafa Akıncı arasında) yaptırmıştır...
Yapılan II.tur seçimlerde sömürgedeki seçmenlerin yüzde 36 'sı sandıklara gitmeyerek dolaylı dolaysız boykot etmişlerdir.Yüzde 64'ü sandıklara gidip oy kullanmıştır.
Kullanılan geçerli oyların yüzde 60.5 ini alan Mustafa Akıncı sömürgecinin yeni üst düzey memuru olmuş ,yüzde 39.5 oy alan Derviş Eroğlu ise kaybetmiştir...(1)
Sömürgeci sermaye ile onlarla bütünleşmiş yerli sermayeye ve onları kapitalist düzenlerine yönelik seçimler öncesi gelişen ve yükselen ekonomik demokratik mücadelelerde yeralan ekonomik ,sosyal kültürel vb.demokratik kitle örgütleriyle , partilerin küçük bir azınlığı hariç tümünün de siyasal mücadeledeki amaç ve hedefi ne yazık daha önceki yıllarda olduğu gibi düzeniçi muhalefet sınırları içinde kalmıştır..
Küçük bir azınlık grub ise sömürgeci işgalciye ve yerli işbirlikçilerine karşı, kapitalist düzenin kronik krizlerinin bedellerini ödemek istemeyen işçi emekçi ezilen halklarımızın sömürgecinin seçimlerini boykot ederek reddederek yanıt vermeleri çağrısını yapmıştır..
Sömürgecinin seçimlerini boykot çağrısı yapan demokrat,devrimci komünist kişi,grub ve örgütler siyasi tavır ve duruşlarını seçim süreci öncesi olduğu gibi seçimlerin Inci ve IInci turu ile sonrasında da ilkeli kararlı bir şekilde sürdürmüşlerdir...
Boykot çağrısının işçi emekçi ve ezilen halklarımız arasında yankı bulduğu ve dolaylı dolaysız boykot uygulamışlardır..
Boykotun geçmişten günümüze (2) etkisi hem sömürgeciyi hem de onun işbilikçilerini korkutmuştur. Sömürge yönetimi altında sömürgecinin c/b,b/b,m/v vb seçimlerle ve atama yolu ile doldurulan makamlarındaki yetkileri kullanarak kıbrıs'ta barış ve çözüme katkı konacağını,demokratikleşmenin sağlanabileceğini savunup seçimlere katılan aday gösteren, düzeniçi muhalefet olan adaylara destek verenlerle sömürgecinin aydınları tarafından boykotun toplumsal sorumluluktan kaçış olduğu,boykotun zamanı olmadığı vb gerekçeler gösterilerek işçi emekçi ve ezilen halklarımıza seçimlere katılarak oy kullanılması çağrıları yapmışlardır...Bu çağrıları yaparlarken boykot çağrısı yapanları kendilerine karşı olmakla ve sömürgeciye hizmet etmekle,sömürgecinin direk savunuculuğunu yapan adayların kazanmasına yardımcı olmakla suçlamışlardır...(3)
Sömürgecinin ve işbirlikçilerinin boykot çağrısı yapanlara yönelik düşmanlığının her yöntemi ve alanı kullanarak artacağı, sömürge düzenine dolaylı dolaysız entegre olmuş ,olmak isteyen kişi,örgüt ve partilerin de boykot siyasi duruşunu ilkeli kararlı sürekli bir şekilde savunan ve yürütenlere yönelik eleştiri sınırlarını aşan saldırılarının da devam edeceği değerlendirilmektedir...
Boykotun siyasi bir duruş olduğunu ve sömürgecinin üst düzey memuru olmak için aday olanların seçilmesi oyununa katılmadığımızı, katılmayacağımızı hele ki böylesi bir seçimde sosyal demokrat adayların kuyruğuna takılmayacağımızı aylar öncesinden şöyle açıklamıştık..Sömürgecinin ve işbirlikçilerinin boykot çağrısı yapanlara yönelik düşmanlığının her yöntemi ve alanı kullanarak artacağı, sömürge düzenine dolaylı dolaysız entegre olmuş ,olmak isteyen kişi,örgüt ve partilerin de boykot siyasi duruşunu ilkeli kararlı sürekli bir şekilde savunan ve yürütenlere yönelik eleştiri sınırlarını aşan saldırılarının da devam edeceği değerlendirilmektedir...
"KURTULUŞ SÖMÜRGE YÖNETİMİNİN VE SÖMÜRÜ DÜZENİNİN YIKILMASINDAN GEÇER...SOSYAL DEMOKRATLARIN KUYRUKÇUSU OLMAKTAN DEĞİL..
Herşeyi anlayabiliriz de düzene karşı olduğunu ve düzeniçi değil düzendışı muhalif olduklarını söyleyen ve kendilerini DEVRİMCİ, SOSYALİST KOMÜNİST diye tanımlayan kişi,grub,örgütlerin SOSYAL DEMOKRATLAR arasında fark bularak kendilerine yakın görmelerini anlamak mümkün değil!!!!!!
Ancak Kıbrıs'taki ilerici,devrimci,sosyalist mücadelenin geçmişinden doğru sonuçlar çıkarmayanların gideceği yer 1940'larda,1960'larda,1980'lerde,1990'larda,2000'lerde varılan yerden farklı olmayacaktır...
Son 20-30 yıldan bile sömürgeciyi direk hedef almadan demokratik kazanımlar için oluşturulan eylem,güç, iş vb birliklerle verilen mücadelelerden ve kazanımlarla kaybedilenlerden doğru sonuçlar çıkarılmış olsa geleceğe doğru yönelebilir ve buna uygun örgütlenmeler oluşturulabilir...
1980'lerde CTP'nin düzeniçi muhalifliğine karşı düzendışı olduğunu söyleyen devrimci örgütlenme Halk-Der TKP'ye verdiği destek sonrası,BMBP gibi 2000'li yılların engüçlü birliklerinden olan birliğe destek verenler , BDH gibi CTP dışındaki hemen hemen tüm muhalif kesimlerce oluşturulmasına rağmen SOSYAL DEMOKRATLARIN ihanetine uğramadı mı?
KBP ve sonrası oluşturulan tüm birlikler,aynı düzeniçi muhalif olan ve kendilerini sosyal demokrat ve sosyalist diye tanımlayan kişi,grub,örgüt,partilerce SÖMÜRGE Yönetiminin insafına bırakılmadılar mı?
Kıbrıs'ta, TC,Yunanistan,İngiltere'nin sömürgeleştirdikleri bölgelerde yaşayan insanlarımız geçmiş mücadelelerden ders çıkarmaksızın aynı yolu yürüyerek farklı yere varacaklarını sanmasınlar..
Güçsüz olabiliriz doğru çözümler önerirken ..
Ama güç toplayacağız diye sömürgeciye karşı düzeniçi muhalefet yürüten sosyaldemokratlara,"sosyalistlere" yeniden umut bağlanmasına destek olmamalıyız...Devrim mücadelesi verenlerin "ilkeli iş,güç,eylem birlikleri" diyerek devrim mücadelesinin güçlenmesine değil de sözkonusu örgütlerin güçlenmesine destek olduklarını görmeleri gerekir...
Yoksa sömürgecinin yerli görevlilerinin (C/B,M/v,Belediye vb) seçimleriyle düzenlerinin meşrulaştırılması ve devamını sağlamada araç olak kullanılırlar ve farkına bile varmazlar..
GELECEĞİ KURMAK İÇİN KURUCU OLABİLMEK için geçmişten ders alarak sömürgeciyi,düzeni zayıflatarak, yıkarak ve devrimin yollarını açalım..
Kurtuluş sömürgeci boyunduruktan ve sömürü düzeninin yıkılmasından geçer.
SOSYAL DEMOKRATLARIN KUYRUKÇUSU OLMAKTAN DEĞİL..
http://bagimsizlikcephesi.blogspot.com/2014/09/kurtulus-somurgeci-boyunduruktan-ve.html"
Açıklamalar:
(1)Sömürgecinin I.tur seçimlerinde seçmenlerin yüzde 38'i sandıklara gitmeyerek dolaylı dolaysız boykot ederken yüzde 60 oranında katılım olmuştur..(Seçmen Sayısı' 176, 916 idi.110, 298 seçmen oy kullandı. 66, 618 seçmen, sandığa gitmedi.)
(1)Sömürgecinin I.tur seçimlerinde seçmenlerin yüzde 38'i sandıklara gitmeyerek dolaylı dolaysız boykot ederken yüzde 60 oranında katılım olmuştur..(Seçmen Sayısı' 176, 916 idi.110, 298 seçmen oy kullandı. 66, 618 seçmen, sandığa gitmedi.)
II.turda iseve yüzde 64 oranında katılım olmuştur..(176,980 seçmenden 113,478 seçmen oy kullanmış, 63 502 seçmen sandığa gitmemiş)
Sömürgede demokrafik yapısı değiştirilmiş nüfusun ve seçmen yapısını ve gösteren taplo aşağıdadır.
Kıbrıs'ta ikamet etmekte olan ve Türkiye'deki 2015 m/v seçimlerinde oy kullanabilecek seçmen sayısı: 91 bin 588
Kıbrıs'ta 2015'te oy kullanabilecek seçmen sayısı: 176 bin 912
(1976'da seçmen sayısı: 75 bin 781
1981'de seçmen sayısı: 84 bin 693
1990'da seçmen sayısı: 94 bin 572
2004'te referandumda seçmen sayısı: 143 bin 639
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kayıtlı Kıbrıslı Türk seçmen sayısı: 58 bin 638)
BOYKOTLAR ÜZERİNE BİR KÜÇÜK ARAŞTIRMA..
* * *
İkinci ''Devlet Başkanlığı'' seçimi, 28 Haziran 1981 tarihlidir.
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) beş adayın yarıştığı ikinci seçimin ''Seçmen Sayısı'', 84, 693 idi.
75, 051 seçmen oy kullandı.
9, 642 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
KKTC'nin ilanı sonrasında ''Devlet Başkanlığı'' değil, ''Cumhurbaşkanlığı'' seçimi yapılmaya başlar.
İlk ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 9 Haziran 1985 tarihlidir.
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) altı adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 94, 277 idi.
80, 828 seçmen oy kullandı.
13, 449 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
İkinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 22 Nisan 1990 tarihlidir.
Üç adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 103, 100 idi.
94, 572 seçmen oy kullandı.
8, 528 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Üçüncü ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', ilk kez iki turlu (15 - 22 Nisan 1995) gerçekleşir.
Yedi adayın yarıştığı ilk turun ''Seçmen Sayısı'', 113, 398 idi.
96, 540 seçmen oy kullandı.
16, 858 seçmen, sandığa gitmedi...
22 Nisan 1995 tarihli ikinci turun ''Seçmen Sayısı'', 113, 440 idi.
90, 891 seçmen oy kullandı.
22, 549 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Dördüncü ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 15 Nisan 2000 tarihinde gerçekleşir.
Sekiz adayın yarıştığı ilk turun ''Seçmen Sayısı'', 126, 674 idi.
102, 636 seçmen oy kullandı.
24, 038 seçmen, sandığa gitmedi...
İkinci tura kalan aday çekilir ve Denktaş, birinci turda aldığı % 43.67 oranıyla seçilmiş olur.
* * *
Beşinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 17 Nisan 2005 tarihinde gerçekleşir.
Dokuz adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 147, 823 idi.
102, 853 seçmen oy kullandı.
44, 970 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Altıncı ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 18 Nisan 2010 tarihinde gerçekleşir.
Yedi adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 164, 072 idi.
125, 294 seçmen oy kullandı.
38, 778 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Yedinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'' 19 Nisan 2015 tarihinde gerçekleşir. Seçim ikinci tura kalır.
Yedi adayın yarıştığı bu son seçimin ''Seçmen Sayısı'', 176, 916 idi.
110, 298 seçmen oy kullandı.
66, 618 seçmen, sandığa gitmedi...
BOYKOTLAR ÜZERİNE BİR KÜÇÜK ARAŞTIRMA...
1976'dan 2015'e, yaklaşık, 40 yıl geçti...
Pazar günü ikinci turu gerçekleştirilecek bu son seçimle birlikte, 39 yılda, 2'si 'Devlet Başkanlığı'' - 7'si ''Cumhurbaşkanlığı'' olmak üzere 9 kez sandığa gidildi...
1976 tarihli ilk seçimin ''Seçmen Sayısı'', 75, 781 idi.
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen ilk turun seçmen sayısı ise 176, 916 olarak açıklandı.
Bu verilere göre, 39 yılda artan seçmen sayısı 101, 135 kişi...
Ancak artış, yalnızca seçmen sayısı ile de sınırlı değildir.
1976 tarihli ilk seçimde 19, 063 kişi sandığı boykot ederken, bu rakam, geçtiğimiz haftaki son seçimde 44, 555 artarak, 66, 618 seçmene yükseldi...
Kuşkusuz; oy kullanmak kadar sandığı boykot etmek de seçmenin kişisel tercihine dahildir.
Seçim sandığını boykot etmek, yalnızca Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de değildir.
Milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde de benzer boykotların varlığı, bilinmektedir. Bunun nedenlerini araştırmak ve açıklamaksa akademisyenlerle toplum ve - siyasal bilimcilerin görevidir. Ve ne yazık ki bu görev - ya da sorumluluk - bugüne değin geniş soluklu bir çalışmada ele alınmamış, yerine getirilmemiştir...
Bir seçmen olarak kişisel düşüncem, hangi adaya oy verilecekse verilsin, mutlak surette sandığa gidilmesinden ve oy kullanılmasından yanadır.
Yıllardır; Kıbrıs Türk sosyal yaşam tarihi üzerine çalışan bir araştırmacı olarak, hiçbir adayın ya da siyasal partimizin adını kullanmadan, 39 yılda gerçekleştirmiş olduğumuz 9 Cumhurbaşkanlığı (Devlet Başkanlığı) seçimine ilişkin özet bir çalışmamı anımsamak, anımsatmak ve paylaşmak istedim...
YAKILAN - KULLANILMAYAN HER OY; KİŞİSEL BİR TERCİHİN SONUCU OLMAKLA BİRLİKTE, bu tutum ve davranış, kanımca, ADAYLARI CEZALANDIRMAKTAN öte TOPLUMSAL BİR SORUMLULUKTAN KAÇMAK demektir...
Kısacası:
Hiçbir seçmenin bu sorumluluktan kaçmaması dileğimle, siyasi tarihimizle ilgili küçük bir kesiti meraklılarıyla paylaşmak ve yıllar içerisinde giderek çoğalan ÖLÜ OY'LARIN sosyal analizine 'çam sakızı çoban armağanı' bir teşvik olması için ilgili akademisyenlerimize bırakmak istedim...
1981'de seçmen sayısı: 84 bin 693
1990'da seçmen sayısı: 94 bin 572
2004'te referandumda seçmen sayısı: 143 bin 639
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kayıtlı Kıbrıslı Türk seçmen sayısı: 58 bin 638)
(2)1976'DAN 2015'E
SEÇMENLER, KULLANILAN OYLAR veBOYKOTLAR ÜZERİNE BİR KÜÇÜK ARAŞTIRMA..
Kıbrıs Türklerinin, KTFD'nin ilanı sonrasındaki ilk ''Devlet Başkanlığı'' seçimi, 20 Haziran 1976 tarihlidir.
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) dört adayın yarıştığı İlk seçimin ''Seçmen Sayısı'', 75, 781 idi.
56, 716 seçmen oy kullandı.
19, 063 seçmen, sandığa gitmedi...
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) dört adayın yarıştığı İlk seçimin ''Seçmen Sayısı'', 75, 781 idi.
56, 716 seçmen oy kullandı.
19, 063 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
İkinci ''Devlet Başkanlığı'' seçimi, 28 Haziran 1981 tarihlidir.
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) beş adayın yarıştığı ikinci seçimin ''Seçmen Sayısı'', 84, 693 idi.
75, 051 seçmen oy kullandı.
9, 642 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
KKTC'nin ilanı sonrasında ''Devlet Başkanlığı'' değil, ''Cumhurbaşkanlığı'' seçimi yapılmaya başlar.
İlk ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 9 Haziran 1985 tarihlidir.
Biri bayan (Servet Sami Dedeçay) altı adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 94, 277 idi.
80, 828 seçmen oy kullandı.
13, 449 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
İkinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 22 Nisan 1990 tarihlidir.
Üç adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 103, 100 idi.
94, 572 seçmen oy kullandı.
8, 528 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Üçüncü ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', ilk kez iki turlu (15 - 22 Nisan 1995) gerçekleşir.
Yedi adayın yarıştığı ilk turun ''Seçmen Sayısı'', 113, 398 idi.
96, 540 seçmen oy kullandı.
16, 858 seçmen, sandığa gitmedi...
22 Nisan 1995 tarihli ikinci turun ''Seçmen Sayısı'', 113, 440 idi.
90, 891 seçmen oy kullandı.
22, 549 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Dördüncü ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 15 Nisan 2000 tarihinde gerçekleşir.
Sekiz adayın yarıştığı ilk turun ''Seçmen Sayısı'', 126, 674 idi.
102, 636 seçmen oy kullandı.
24, 038 seçmen, sandığa gitmedi...
İkinci tura kalan aday çekilir ve Denktaş, birinci turda aldığı % 43.67 oranıyla seçilmiş olur.
* * *
Beşinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 17 Nisan 2005 tarihinde gerçekleşir.
Dokuz adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 147, 823 idi.
102, 853 seçmen oy kullandı.
44, 970 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Altıncı ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'', 18 Nisan 2010 tarihinde gerçekleşir.
Yedi adayın yarıştığı bu seçimin ''Seçmen Sayısı'', 164, 072 idi.
125, 294 seçmen oy kullandı.
38, 778 seçmen, sandığa gitmedi...
* * *
Yedinci ''Cumhurbaşkanlığı Seçimi'' 19 Nisan 2015 tarihinde gerçekleşir. Seçim ikinci tura kalır.
Yedi adayın yarıştığı bu son seçimin ''Seçmen Sayısı'', 176, 916 idi.
110, 298 seçmen oy kullandı.
66, 618 seçmen, sandığa gitmedi...
(bülent fevzioğlu)
(3)1976'DAN 2015'E
SEÇMENLER, KULLANILAN OYLAR veBOYKOTLAR ÜZERİNE BİR KÜÇÜK ARAŞTIRMA...
1976'dan 2015'e, yaklaşık, 40 yıl geçti...
Pazar günü ikinci turu gerçekleştirilecek bu son seçimle birlikte, 39 yılda, 2'si 'Devlet Başkanlığı'' - 7'si ''Cumhurbaşkanlığı'' olmak üzere 9 kez sandığa gidildi...
1976 tarihli ilk seçimin ''Seçmen Sayısı'', 75, 781 idi.
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen ilk turun seçmen sayısı ise 176, 916 olarak açıklandı.
Bu verilere göre, 39 yılda artan seçmen sayısı 101, 135 kişi...
Ancak artış, yalnızca seçmen sayısı ile de sınırlı değildir.
1976 tarihli ilk seçimde 19, 063 kişi sandığı boykot ederken, bu rakam, geçtiğimiz haftaki son seçimde 44, 555 artarak, 66, 618 seçmene yükseldi...
Kuşkusuz; oy kullanmak kadar sandığı boykot etmek de seçmenin kişisel tercihine dahildir.
Seçim sandığını boykot etmek, yalnızca Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de değildir.
Milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde de benzer boykotların varlığı, bilinmektedir. Bunun nedenlerini araştırmak ve açıklamaksa akademisyenlerle toplum ve - siyasal bilimcilerin görevidir. Ve ne yazık ki bu görev - ya da sorumluluk - bugüne değin geniş soluklu bir çalışmada ele alınmamış, yerine getirilmemiştir...
Bir seçmen olarak kişisel düşüncem, hangi adaya oy verilecekse verilsin, mutlak surette sandığa gidilmesinden ve oy kullanılmasından yanadır.
Yıllardır; Kıbrıs Türk sosyal yaşam tarihi üzerine çalışan bir araştırmacı olarak, hiçbir adayın ya da siyasal partimizin adını kullanmadan, 39 yılda gerçekleştirmiş olduğumuz 9 Cumhurbaşkanlığı (Devlet Başkanlığı) seçimine ilişkin özet bir çalışmamı anımsamak, anımsatmak ve paylaşmak istedim...
YAKILAN - KULLANILMAYAN HER OY; KİŞİSEL BİR TERCİHİN SONUCU OLMAKLA BİRLİKTE, bu tutum ve davranış, kanımca, ADAYLARI CEZALANDIRMAKTAN öte TOPLUMSAL BİR SORUMLULUKTAN KAÇMAK demektir...
Kısacası:
Hiçbir seçmenin bu sorumluluktan kaçmaması dileğimle, siyasi tarihimizle ilgili küçük bir kesiti meraklılarıyla paylaşmak ve yıllar içerisinde giderek çoğalan ÖLÜ OY'LARIN sosyal analizine 'çam sakızı çoban armağanı' bir teşvik olması için ilgili akademisyenlerimize bırakmak istedim...
"Kıbrıs Postası’na değerlendirmelerde bulunan Sosyolog Ayça Kurnaz, Cumhurbaşkanlığı seçimine günler kala boykotçuları uyararak “sandığa gidin” çağrısı yaptı.
Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET,18 Nisan 2015, Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder