24 Nisan 2012 Salı

BU ATEŞİ SÖNDÜREMEZSİNİZ


Bu ateşi söndüremezsiniz

1 Mayıs 1886’da, grev ve gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Halklar arasındaki dayanışma da o gün en yüksek noktaya ulaştı. Louisville’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü.



1800′lü yılların sonlarına doğru Amerika ve Avurpa işçi sınıfı çalışma koşulları ve çalışma süresinin iyileştirilmesi yönünde mücadeleye başlamışlardı. Mücadele 8 saat işgünü talebinde sembolleşmişti. Kalifiye ve kalifiye olmayan, siyah ve beyaz, erkek ve kadın, yerli ve göçmen, tüm işçiler uzun süredir çalışma sürelerinin kısaltılması için mücadeleyi sürdürüyorlardı. İşçilerin hepsinin dilinde aynı sözler vardı: “Biz sadece, fabrikada çalışan, akşam eve geldiğinde yemek yiyip yatan ve ertesi gün yeniden çalışan köleler değiliz. Düşünmek ve yaşamak istiyoruz.”
1886’da Şikago’daki Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 8 saatlik işgünü için 1 Mayıs’ı grev ve 8 saat uygulamasını fiili olarak hayata geçirme günü belirledi.
Alınan karar çok geçmeden her fabrikaya yayıldı. İşçilerin dağıttığı bir bildiride şöyle yazıyordu: “Bir günlük isyan, daha azı değil. Emeğin dünyasını egemenlik altında tutan kurumların sefil sözcülerinin denetimi dışında bir gün. Emeğin kendi yasalarını yaptığı ve bunları uygulamaya koyma gücünü elde ettiği bir gün. Emekçi ordusunun birliğinin yarattığı muhteşem gücün, dünyanın tüm halklarının kaderlerini ellerinde tutanlara karşı çevrildiği bir gün.”

1 Mayıs 1886
’da, grev ve gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Halklar arasındaki dayanışma da o gün en yüksek noktaya ulaştı. Louisville’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Louisville’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi.
Grev ve gösteriler, 1 Mayıs’tan sonra da sürdü. İşçilerin çoğu 3 Mayıs’ta sokaklara çıktılar. McCormick’e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yaptılar. Miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi. İşçilere ateş eden polis, 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden oldu.
Saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs’ta Haymarket Alanı’nda miting düzenlendi. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne, nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69’u ise yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden sekizi yargılanmak üzere seçildi: Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe.
Neebe hariç, yedisi ölüme mahkum edildi. İdamdan bir gün önce 10 Kasım’da Vali Oglesby, Fielden veSchwab’ın cezalarını ömür boyu hapse çevirdi. Parsons, Engel, Spies ve Fischer 11 Kasım 1887’de idam edildi. Lingg ise cezaevindeki hücresinde ölü bulundu. İntihar mı yoksa cinayet mi olduğu açıklığa kavuşturulmadı.
İdam edilen işçi önderlerinin son sözleri tarihe yazıldı. Spies’ın şu sözleri işçilerin mücadeledeki kararlılığının da simgesi oldu:
“Bizi asarak işçi hareketini, milyonları, yoksulluk içinde çalışan milyonlarca işçiyi kendisine çeken bir hareketi yok edeceğinize inanıyorsanız, durmayın bizi asın! Burada bir kıvılcımı yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkanızda her yerde başka kıvılcımlar çakacaktır. Bu, içten içe yanan bir ateş. Bu ateşi söndüremezsiniz.”
Söndüremediler de… 13 Kasım Pazar günü ise yarım milyon işçinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. 1886’daki hareket istenen başarıya ulaşmasa da kazanımları beraberinde getirdi. İşgününün 14-16 saat olduğu işkollarında bu süre 12’ye indi, 10 saat çalışan yerler ise 9 saate. 1886’da sekiz saat mücadelesi verilen işkollarında haftalık çalışma süresi 62 saatten 59 saate indi.

Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu
 1888’de, 8 saatlik işgünü kabul edilinceye kadar her yılın 1 Mayıs’ında grev yapılması kararını açıkladı. Belçika, Almanya, İngiltere ve Fransa’daki sendikalar da karara katılacaklarını ilan ettiler.

2. Enternasyonal
, 1889’da Paris’te toplanan 1. Kongresi’nde 1890 1 Mayıs’ında Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun yapacağı genel grevi bütün ülkelerde uygulama kararı aldı.
1891’de yapılan 2. Kongrede ise 1 Mayıs’ın İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak her yıl kutlanmasını kararlaştırdı. Sonrasında işçi sınıfı tüm ülkelerde ekonomik, demokratik ve siyasi talepleriyle zenginleştirerek çıktı alanlara…
Devrimci Proleterya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder