13 Kasım 2011 Pazar

AVRUPAYI VE DÜNYAYI ATEŞ SARDI, DEVRİMCİ ÇIKIŞ TEK SEÇENEK OLACAKTIR


AVRUPAYI VE DÜNYAYI ATEŞ SARDI, DEVRİMCİ ÇIKIŞ TEK SEÇENEK OLACAKTIR


Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya vs derken arkasından ABD’de başlayan Wall Street’i işgal Et hareketi ile emperyalist kapitalizmin merkezi ABD’yi de içine alan ateş tüm dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Hükümetler yıkılıyor, istifa ediyor ve kriz hükümetleri, nöbetçi teknokrat hükümetler kuruluyor.

Bu durum iki şeyi net biçimde gösteriyor. Bunlardan birincisi artık egemenler eskisi gibi yönetemiyor, yönetilenler ise eskisi gibi yönetilmek istemiyor. İkincisi ise dibe vurmaya doğru giden ekonomik krizin faturası teknokrat hükümetlerce tümüyle emekçilere yıkılmak, bu süreci atlatmak içinde teknokrat hükümetler yanında, askeri-polis gücünün eylem ve etkinliklerde daha da öne çıkarılabileceği, militarizmin boyutlanacağına da işaret etmektedir.

Ekonomik krize eklenen, siyasal yönetememe krizi emperyalist kapitalizm açısından süreci daha da kritikleştiriyor. Yükseltilmeye çalışılan militarist, faşist, ırkçı akımların ardında bu düzen yatmaktadır. Diğer yandan askeri militarist müdahalelerle birlikte savaş yöntemiyle aşmak yolu da krizi aşmanın bir yolu olarak orta yerde duruyor.

Bu savaşın patlak vereceği alan ise daha dünden bellidir onlarca kez söylediğimiz üzere. Ortadoğu üzerinden ve de temel olarak Suriye-İran eksenine saldırı ile odaklaşacak olan. Zaten Afrika kıtası dizaynı, Arap dünyasında hizaya getiriliş, Asya’ya doğru uzanan kapıların kapalı olacak kısmının çiğnenmesi dolayısıyla açılmasının yolu Suriye-İran üzerindedir.

Elbette bunu sessizce geçiştirmeyecek olanlarda var dünya paylaşımında rekabette olanlar içerisinden. Rusya, Çin merkezli itirazın bölgesel çatışma, ardından tüm dünyaya yayılacak bir çatışma-savaşa yol açabileceği bilinen bir gerçektir.

Avrupa işçi sınıfı, başta Yunan proletaryası olmak üzere bu sürece başından beridir direnmeye, karşı koymaya, krizin faturasını ödememeye kararlı tavrı ile dünyaya ışık tutacak bir yerdedir. Gittikçe artan devlet terörüne karşı kendi direniş odaklarını yaratmakta ısrarlı olmanın yanı sıra siyasal olarak ta devrime yönelen bir çizgi izleyen Yunan proletaryası dünya işçi sınıfına bir örnek olmaya devam ediyor.

ABD’den yayılan ve basından ısrarla uzak tutulan direniş ve mücadele de yayılmaya devam ediyor. Aynı zamanda da direnişin yayılmasının yanı sıra, Amerikan sermayesinin uşakları direnişe karşı baskı-şiddet ve terörünü arttırıyor. Bu da egemenlere karşı direnişin daha da düzen dışına çıkma eğilimini güçlendirmeye yaramaktadır.

Bütün olarak dünya işçi sınıfına yönelen kriz ve sonuçlarının, savaş gibi daha büyük bir yıkıma da ilerlemesi olasılığı yükseldikçe; dünya proletaryasının bağımsız sınıf örgütlenmesi, komünist devrimci saflarda mücadele süreci de hızlanmalıdır, hızlanmak zorundadır. Bunun en büyük engeli ise tek tek ülkelerden; bütün olarak Enternasyonal komünist devrimci çatı örgütlerinin olmaması, yetersizliğidir.

Kriz savuşturulacak bir kriz değildir. Ekonomik kriz yapısal karakteri öne çıkan, köklü değişim olmadan altından kalkılabilecek bir kriz değildir. Ya savaşlı ya savaşsız emperyalist kapitalizm bu krizden radikal değişim geçirmeden çıkamaz. AB’nin dağılmasından tutun da, Asya ve Ortadoğu’da radikal dönüşümlere kadar her alanda değişim kaçınılmazdır artık.

Bu emperyalist kapitalizm açısından durum oldukça korkunçtur. Ve fakat komünist devrimci saflar açısından da çokta iç açıcı sayılamaz durum. Zira örgütsüzlük, cephesel, enternasyonal örgütlerin olmayışı, dağınıklık, yerelden genele geçişlerdeki engeller vs bütünsel olarak devrimci çıkış seçeneğinin önündeki barikatlardır.

Şimdiler de her zamanki enerjiden defalarca daha büyük bir enerji ile sürece yüklenmek, sözünü ettiğimiz zaafların üzerine gitmek ve çözmek, mücadeleyi zerre kadar aksatmadan; yerel ile enternasyonal görevleri birleştirerek kavgayı büyütmekten başka bir seçenek yoktur. Yoksa emperyalist kapitalizm ister savaşlı, ister savaşsız kendi içsel dönüşümünü gerçekleştirerek ve daha da güçlü bir biçimde egemenliğini pekiştirecektir. GÖREV HERKESİNDİR.


13.11.2011
Mahmut Halil CAN ( Sendiren )

http://ateshirsizi.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder