29 Şubat 2012 Çarşamba
DEVRİMCİ ÖRGÜT VE ÇALIŞMADA DEMOKRATİK MERKEZİYETÇİLİK
Devrimci bir parti ve örgüt ile çalışmanın en önemli özelliklerinden biridir Demokratik Merkeziyetçilik. Vazgeçilemez ve geleceğe ertelenemez nitel esaslarından biridir bu.Bir parti ,örgüt ya da onun militanlarının özlüce kavraması gereken konulardan biridir Demokratik Merkeziyetçilik. Demokratik Merkeziyetçiliğin esas olduğu iki tür örgüt vardır.Birisi düzen içinde yapılanmış Kitle Örgütleri,sendikalar,dernekler vs. Diğeri ise komünist devrimci parti yada örgüt.Bu ikisinde Demokratik Merkeziyetçilik temel ilkelerdendir.Ama her ikisinde uygulanma pratikleri ve içerikleri,öne çıkan özellikleri farklıdır. Bu temel ilke; Kitle örgütlerinde demokratik biçiminin öne çıktığı biçimiyle uygulanabilirken ve kesinlikle böyle olması gerekirken; komünist devrimci örgütte hele de faşizm-faşist diktatörlük koşullarında merkezi yönü daha ağır basan biçimiyle uygulanmaktadır, genel koşullar bunu zorlamaktadır.Peki Demokratik Merkeziyetçilik nedir ? Ne değildir ?
Demokratik Merkeziyetçilik, bir örgütün vazgeçilemezidir dedik. Demokratik Merkeziyetçiliğin iki ayağı vardır: Birisi Demokrasi, diğeri Merkeziyetçilik. Demokrasi dediğimizde aklımıza gelen her sorun, her karar,yapılması gereken her şeye demokratik bir biçimde katılım demektir. Aşağıdan yukarıya tüm kararların demokratik bir biçimde alınması, demokratik fikir,katılım ve fikri ile değiştirme özgürlüğünün teminatıdır. Elbette ki, içinde yer alınan örgütün niteliğine uygun bir biçimde.İçinde yer alınan örgütün niteliği, duruşu,içeriği doğrultusunda bir karar mekanizmasının aşağıdan yukarıya işletilmesidir Demokratik nitelik.Tüm üye ve katılımcılarının özgürce fikirlerini beyan etmesi ve fikirlerinin egemen olması mücadelesi vermesi esastır.Basit ,tek tek eylemlerden bütün olarak örgüt,yapı ve hareketin proğram,ilkelerine kadar bu ilkenin uygulanması esastır.Bu içerik , düzen içi Kitle örgütlerinde daha öne çıkan biçimiyle uygulanmak ve savunulmak zorundadır. Zira , bu ilke herkesin kendini ifade etme,kendini egemen hale getirme mücadelesinin özel ve önemli bir parçasıdır. Hele ki düzen içi anti-demokratik , gerici-sarı sendika ve dernek,örgütlerin durumu göz önüne alındığında, Demokrasinin bu örgütlerde en tutarlı savunucuları komünist devrimciler ile devrimci-demokratlar olmalıdır. Ama başından da belirttiğimiz ve altını kalınca çizdiğimiz üzere , kitle örgütlerinde ve parti-örgütte vazgeçilmez bir ilke olduğu unutulmadan. Hatta bu ilkenin sadece bugüne, kapitalizm ve kapitalizme karşı mücadelede değil; sosyalizm ve de uzun vadeli olarak komünizmde de vazgeçilemez ve önemli bir ilke olduğu unutulmadan. Zira sosyalizmden geriye dönüşte en çok bu ilkenin çiğnenmesi, bu ilkenin gereklerinin yerine getirilmemesi ve taban inisiyatifinin köreltilmesinin belirleyici bir yerde olduğunu söylesek sanırız abartmış sayılmayız.Zira kitle örgütlerinin ,parti yada komünist örgütün ast örgütleri gibi algılanması,onların sınıf öz bilincinin yok edilmesini ve nihayetinde partideki dejenerasyon ve olumsuzlukların olduğu gibi Kitle örgütü olan sendikalar ya da başka bir örgütün sınıf refleksini yok ettiği söylenebilir.
Demokrasi, kitle örgütlerinin vazgeçilemezi olduğu gibi komünist devrimci parti yada örgütün de vazgeçilemezidir.Parti ya da örgütün tüm söz,eylem,yetki ve kararlarının aşağıdan yukarıya alınması ve harekete geçirilmesi temel değerdedir. Zira bütün olarak sosyalizmin,özgürlüğün ve komünizmin kazanılması ve mücadelenin aşağıdan yukarıya,yukarıdan aşağıya sahiplenilip yaşama geçirilmesi, inancın çelikleştirilmesi ve kararlara sahip çıkılıp uygulanma iradesi bu ilkenin tutarlı,kararlı,ilkeli bir biçimde kavranması ve hayatta kan-can bulmasına bağlıdır.Demokrasi, herkesin kendini ifade edebilme ve bu ifadelerin yine örgütün genel çerçevesi içinde egemenliği mücadelesinin, uzun erimde sosyalizm ve komünizmin başarısının sırrı ve kilididir.
Merkeziyetçilik ilkesi, yine ister komünist devrimci parti yada örgütte; isterse de Kitle örgütlerinde yine vazgeçilemez ilkelerden biridir.Demokratik bir biçimde,katılımcı,herkesin kendi fikir ve düşüncelerini ifade edip egemen kılmaya çalıştığı,ister oyla ister genel eğilimle tespit-karar alınan bir sürecin sonunda eylemin tek gerçek olduğundan hareketle, eylem birliğinin sağlanmasına dönük olarak temel bir öğedir.Bir kez demokratik biçimde alınan kararın uygulanmasına tüm fikir ve düşünce sahiplerinin katılımı ve eylem birliğinin sağlanmasına yarayan bir esastır. Yani karar alındıktan sonra; her kesim ve düşünce ve de insanın bu eylemin başarısı için mücadele etmesi gereğini işaret eden bir ilkedir. Yani , bir örgütü örgüt yapan ve birlikte-ortak hedefler uğruna mücadeleyi sağlayan temel bir ilkedir.Devrimci eylem birliğinin temelidir.Merkeziyetçilik, bir kez karar alındıktan sonra, artık kararın tartışılmadığı ve eylem yada kararın amacı bitene kadar sorunun gündemde olmadığı, eylem sonrası ise tartışılmasının güvencesidir.Eylem anında, kararlar tartışılmaz.Alınan kararın niteliği,duruşu,durumu tartışılmaz; eylem sonrasına bırakılır. Birlikte hareketin güvencesi olan ilke tüm bir örgütler yapısının temel güvencesi ve teminatıdır.
Bir örgütte , hangi nitelikte olursa olsun Demokratik Merkeziyetçilik esas ilkelerden biridir.Demokratik Merkeziyetçilik, bir örgütün ortak amaç ve ideallerinin birlikte-beraber , ortak eylem ile yaşamda can ve kan bulacağı temel dinamiktir.Önce demokratik biçimde kararların alındığı, sonrasında ise çelikten bir disiplinle yaşama geçirilmesinin ifadesidir bu ilke. Bu ilke olmadan yaşamın değiştirilip dönüştürülmesi,var olanın yerine yenisinin konulması mücadelesinin başarı şansı yoktur. Hangi tipte örgüt olursa olsun, örgütsel bütünlük,güvenlik ve başarısının temelidir Demokratik Merkeziyetçilik.
Demokratik Merkeziyetçiliğin, kitler örgütlerindeki biçiminde Demokrasi yönü ağır basarken; komünist devrimci örgütte ikincisi öne çıkmaktadır.Zira açık,düzen içi örgütlerde yani Kitle örgütlerinde elden geldiğince geniş bir kitlenin kararlara,geleceğe karşı alınan eylem perspektiflerine katılımı ,demokratik bilinç ve örgütlenme anlayışının yerleştirilmesi açısından ve de kararların uygulanmasındaki genişlik açısından şarttır. Ama beri yandan , komünist devrimci bir örgütte ise , doğal olarak ülke genel koşullarının belirleyiciliği ister istemez demokratik katılımı sınırlayabilmektedir. Faşist rejimlerin hüküm sürdüğü,sürekli bir takip ve kovuşturmanın olduğu koşullarda ister istemez demokratik toplantı,illegalitenin koşulları gereği sınırlı olabiliyor. Konferans ve kongreler , militan mücadelenin gereği ister istemez yasa dışı koşullarda olmak zorunluluğunu getiriyor. Ve de katılımın oldukça sınırlı olması gereken toplantılar olmasını koşulluyor. Ya da ister istemez, çeşitli sorunlara müdahalede faşizm koşullarında çoğunda merkezden çevreye bir yayılma olmak zorunda kalıyor.
Bu durum komünist devrimci örgüt tarafından kabul edilemez olsa da; koşulların dayattığı bir zorunluluktur. Yine de elden geldiğince , sıradan eylemlerden stratejik ve taktik tüm sorunların tartışıldığı toplantılara kadar tüm hareketi ilgilendiren konularda demokratik katılım esas alınmak zorundadır.Kesinlikle emperyalist kapitalizm ile onun yönetimsel tercihlerinin zorunlu bir sonucu olan bu durum mutlak olmadığı gibi, kesinlikle koşullar gereği ve nihayetinde istemediğimiz halde dayatılan bir durumdur.
Demokratik Merkeziyetçilik ilkesi, ister sıradan bir Kitle Örgütünün, isterse de Komünist Devrimci bir örgütün vazgeçilemez ilkelerinden biridir ve en önemlilerinden biridir.Bu ilkenin ruhuna uygun bir biçimde yaşama geçirilmesi, her örgüt açısından yaşamsal öneme sahiptir.
http://ateshirsizi.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder